Blog-Comic // Alper KOCAAĞAÇ

Yeni sayfanın başlığısa

Bir Tasarımcının Günlüğü | Guncel Programlama ve Tasarım Taktikleri & Bilim

Rainbow Lullaby > I-Doser Etkisi

Tekrardan merhaba,

Bu yazımda sizlerle geçenlerde üzerinde durduğum konuyu biraz ayrıntılı olarak açmak ve uygulamasını göstermek istiyorum. Benim hoşuma giden bir çalışma oldu. Sizler beğenirsiniz umarım.

Bildiğiniz gibi eğer önceki yazımı okuduysanız I-Doser ve etiklerinden bahsetmiştim, hatırlatma amacıyla biraz üzerinde duracağım. I-Doser, sinyallerden oluşan karma yapı aslında çok basit bir işlevle çalışıyor. İstenilen uyumluluğu sağlanan insan beyin sinyalleri belli aşamalardan geçip sinyaller normal bir insana uygulanıyor ve bu kişinin istenilen davranışları sergilemeye başlıyor. Örneğin uyku modundaki bir insandan alınan sinyaller derlendikten sonra bu sinyallerin başka bir insana ses aracılığıyla veriliyor. Sonuçlar cidden çok garip. O insan uykusu olmadığı halde kendini uykuda buluyor.

Bu kadar hatırlatma yeterli bence.. Bende oturup biraz uğraşıp bu konuda bir şeyler yapmak istedim. Ayrıca lisans dersi olarak gördüğümden dolayı uygulamalı olarak öğrendiklerimi uygulamak istedim. Ortaya çıkan video içerisinde birçok ses sinyali barındırıyor. Bunları zaten dinlediğinizde siz de ayırt edebilirsiniz. Asıl amacım, I-Doser etkisini komplike bir ortam içerisindeki etkisini gözlemlemek. Rainbow Lullaby adını verdiğim çalışmama ek olarak I-Doser – Lucid Dream’i de ekledim.Özelliği ise uyku getiren bir modtur. Diğer ses sinyallerinden ayırmanız biraz daha zordur, ama dikkatli dinlerseniz içerisinde yer aldığını anlayabilirsiniz.

Videodaki sanatçı, Norah Jones, şarkısı ise Somewhere over the rainbow. I-Doser efektine en yakın ses tonuna sahip olduğu için özellikle seçtim kendisini.

Benim hoşuma giden bir eser oldu, uyku problemi yaşanlara tavsiye edebilirim.. Sizler de umarım ki beğenirsiniz. İyi ya da kötü yorumlarınızı bekliyorum.Ayrıca indirebilmeniz için videonun altına download linkini de ekledim. Eğer video oynatıcınız tekrar modundaysa kapatmanızı tavsiye ederim.

İyi Seyirler..

O.K

Dowload link

Boyut farkındalığının anlaşılması ve 2012

 

3D, 3. boyut,4 boyut nedir bunlar? Bize 4. boyut nedir dedikleri zaman cevabımız ne oluyor? Zaman boyutu diyip geçiştiriyor muyuz sadece? Olaylardaki ve durumlardaki farkındalığınızın derecesi nedir? 2012 dedikleri olay eski uygarlıklarda neyi temsil ediyor? Kendi dillerinde neler yazmışlar ve bugüne kadar gelmiş bu anıtlar?

Öncelikler bu yeni yazımı, geçenlerde kendi alanlarında uzaman ağabeylerimle konuşma fırsatı yakaladıktan sonra yazma kararı aldım. Malum söz uçar yazı kalır.

Boyut farkındalığı ne peki? Öncelikle ben size ben 3 boyutlu evrende yaşıyorum dediğimde bir garipseme oluyor mu ya da herhangi bir soru beliriyor mu kafamızda… Hayır değil mi? Çünkü şuan 3lü bir düzene sahip bir boyutta yaşadığımızı biliyoruz ve bunu ispatlayabiliyoruz. Peki bize biri gelse dese ki 4. boyutu anlat bana. Ne dersiniz? İşte zaman böyledir şöyledir, akar gider. Gibi şeyle söyleriz. Net bir tanım yapamayız işin açıkçası. Konuşmacılardan birinin verdiği örnek çok hoşuma gitti. Packmanı herhalde herkes bilir. Eğer bilmiyorsanız hemen google babaya sorun. Packmana 2 boyutlu sadece eni ve genişliği olan bir oyundur. Packmana sormuşlar 3. boyut olan yüksekliği bana tanımlar mısın? Haliyle daha önce hiç böyle bir boyutta bulunmamış. Yok öyle bir şey 3. boyutta nedir diyerek kendini savunur. 2 boyutta yaşayan birine 3. boyutu anlatmanız çok zordur. Hayal gücü buna yetmez. 3 boyuta sahip bir varlık bu packmana istediği şekilde görünebilir. Nasıl mı? Örnerğin parmağını zemine dik şekilde koyarsa kendini daire şeklinde gösterir. Parmağını yatık koyarsa kendini eliptik bir şekil olarak gösterir.

Aynı durum bizim içinde geçerli. Zaman kavramında yaşayan 4. boyutu bilen biri bize gelse dese ben zamanda ileri geri gidebiliyorum. Zamanı değiştirebiliyorum. Yok olur mu öyle şey deriz. İşte burada devreye farkındalığımız giriyor. Evet biraz hayal gücünün ötesinde bir kavram bizim için. Ama yok da diyemeyiz. Melekler şeytan 3 harfliler, bunlar kimileri tarafından istedikleri şekle bürünebildikleri söylenir. Aynı bizim parmağımızı zemine nasıl tuttuğumuz gibi.

Bir diğer konu ise 2012 kehanetleri ile ilgili. Her ne kadar inanmak istemesek de eğer farkındalığımızı ileriye taşır ve dogmatik olarak kabul etmezsek bazı şeyleri daha kolay özümseyebiliriz. Birçok kaynakta, eski uyarlıkların Sümer, Maya ve Mısırlıların üstün ırklardan bahsettiklerini yazar. Bu uygarlıklardan Sümerlilerin bir yazıtında, yukarıdan geldiler, bizimle çiftleşerek genetik yapımızı daha karmaşık ve olağan üstü şekle soktuklarından bahseder. Fakat neye benzediklerini, nereden net bir şekilde geldiklerini açıklamamışlar. Maya ve Mısırlılar da aynı şekilde bu uygarlaşmadan yararlanan ırklar arasında yer almışlardır. Dikkat ederseniz bu uygarlıklardan önce ne bir yazıt ne bir kayda değer bir şey bulunamamıştır. Piramitlerin gizemi hala kendini korumaktadır. Nasıl bir yapıt öyle çölün ortasına inşa edilebilir ve yılın sadece 2 günü, ekinox tarihlerinde sadece tek bir odanın ışık alması sağlanır ve bu yerin firavunun mezarı olması çok karmaşık olaylar. Şuan bile mühendisler böyle bir teknolojiyi oluşturabilmiş değiller. Ayrıca Sümerliler Marduk adında bir gezegenden de bahsederler anıtlarında. Şuanki bildiğimiz adı Niburu olan gezegen üzerinde evrimi barından bir sembol gibidir. 21 Aralık 2012 de dünyaya en yakın konumunu alacağı ve güneş radyasyonlarıyla beraber evrimi tetikleyeceğinden bahsedilir.

Peki bu iki konu arasındaki bağlantı nedir? Bağlantı şu ki farkındalık ilerledikçe geleceği sezmemiz artar bu da bizi gelecekte ya da yaşayabileceğimiz bir olayı önceden algılamamızı ve önlem almamızı sağlar. 2012 bir son değil bence bir başlangıç ama sancılı bir başlangıç. Düşünmek ve inanmak gerekir. O zaman her şeye adepte olma daha kolay olur. Şuan ki insan oğlu değişimi hak ediyor. 2012 bir başlangıç olur umarım ki. Packmana sağlıcakla. Bak 3. boyutu ben biliyorum gel bir ara anlatayım sana. :)

Devamı blog.onurkoca.com ve Bir Tasarımcının Günlüğü Facebook Sayfasında adresinde…

O.K.

I-Doser Duymuş muydun?

Bu yaz bu tip konulara eğilme fırsatım oldu. Ortaya güzel birşeylerin çıktığını görmek güzel bir tecrübe oldu benim için. Nedir Bu I-Doser dedikleri şey peki?

Biliyorsunuz ki insan sosyal bir varklık ve sürekli içinde bulunduğu ortam ile alışveriş halinde. Almak, vermek, bakmak , koklamak, hissetmek, sezmek ve duymak. Bu konuya daha çok duyma olayı giriyor. Çünkü bu olay tamamen frekans ve bu frekansların girişimiyle alakalı. İnsan duygusal, romantik bir şeyler duyduğunda hemen bir gevşeme ve rahatlama hisseder, aynı şekilde metal, rock gibi sert müziklerde de bir dirilme hissi oluşur. Bu tamamen beynin bu ses frekanslarından etkilenmesiyle meydana gelen hormonal değişiklerdir. Ben mesela sabahları metal dinlemeyi severim kendimi dinç hissettirir. Metalica Fade to Black favorim :)

Neyse konuya dönersek I-Doser, tam olarak şunu yapıyor, digital ortamda bir araya getirilmiş özel frekansların girişimleriyle insan beyninin frekasıyla birleşitiriyor ve sonunda dinleyen kişiyi istenilen moda sokuyor. Herhangi bir şarkı beste güfte beklemeyin. Bu sadece bir frekans girişimi. Olayın özüne inersek, ilk olarak frekans belli bir eşikte geliyor sizi moda sokmak için daha sonra hangi amaçla hazırlanmışsa mesela alkol etkisi, hayal gücü, korku, hüzün, enerji, uyku gibi, modalar için gereken beyin sinyaline eş frekanslar gönderiyor. Bu frekanslarda başka insanlardan toplanmıştır heralde :) Elektronikçi olduğum için biliyorum digital ortamda sıfırdan frekansları bir araya getirme zahmetli bir olaydır. Örn korkmuş bir adamın beyin sinyalleriyle bu frekanslar üretiliyor olabilir.

İşe yarıyor mu peki, ben denedim tabiki hepsini değil ama derler ya eğer birşeye inanırsan o senin gerçeğin olur diye bu da öyle. Ben inandım etkisini de gördüm. Şu Out Of Body yi kullandım 2sinde de kendimi uyurken buldum :D

Yan etkisine gelirsek, yok diyorlar ama siz yine de aşırı abartmayın. Bağımlılık da yapmıyor :) Not: kulaklıkla dinlenir. sağ ve sol kulak için ayrı frekanslar veriyormuş.

Elimde bir kaç adet I-Doser var. Ücretsiz olarak paylaşıcam yanlız 50 kişi ile sınırlı. hızlı olan kazanır diyelim :D Facebook üzerinden link dağıtımı yapıcam. O yüzden I-Doser isteyenleri facebook sayfamıza bekleriz.

Onur K.




Bugün Siteme Giriş Yapan 22582 ziyaretçi'ye Teşekkür Ederim














► © Copyright - Tasarim Kodlayan : Raddizayn - Design : Cengizhan Serdar - Tum Hakları Saklıdır...◄
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol